18 Ağustos 2011 Perşembe

Atari Salonuna Geri Dönüş



Hatırlarım, ilk okuldan kaçma maceramı ilkokul 5. sınıfta arkadaşım Murat ile atari salonuna giderek yapmıştık. Sene 1993 'tü galiba. O günden üniversiteye girene kadar da aynı salona devam ettik. Hatta ailem bu alışkanlıktan kurtarmak için beni eve commodore 64 almışlardı. Şu an bilgisayarla bu kadar içli dışlı olmamı bu eski atari makinalarına borçlu olduğumu söyleyebilirim rahatlıkla.
Ne güzel olurdu şöyle bir tanesi evde olsa diye düşünürdük. Gerçekleşmesi pek mümkün değildi tabii ozamanlar. Ama şimdi zamanı geldi.

Arcade emülatörlerini bilmeyen kalmamıştır heralde. Küçük rom dosyalarını çalıştıran fantastik programlar. Ama bilgisayar klavyesinden oynayınca okadar eğlenceli olmuyor bu oyunlar. O yüzden imkan var ise bunlardan bir tane edinilmeli.

Yaklaşık iki aydır internetten bakınıyorum. Baya meraklısı varmış bu işin, o yüzden işim biraz daha kolay. İlk başta kendi modelimi kendim çizeyim dedim ki çizdim. Ama daha sonra kabinin kesim sürecinde problem çıkacağı ortaya çıktı. Bizdeki marangozlar koltuk, sandalye, masa vs. ürettiği için bu gibi işlere pek sıcak bakmıyor, sorun çıktığı zaman çözme eğiliminde olmuyorlar. O yüzden internetten teknik çizimleri eksiksiz kabin planları buldum. Hazır modelin üstünden gitmek daha mantıklı şu durumda. Şu adresteki teknik çizimden yararlanmayı düşünüyorum. Elvis's Arcade Cabinet olarak biliniyor ve birçok kabin yapan kişi bu çizimlerden yararlanmış. Sitesine de şurandan ulaşılabilinir.

Planlar hazır olduğuna göre artık diğer bir konu olan kontrol arabirimine geçebiliriz. Kontrol arayüzü için 2 adet metod var. Aslında 3 tane var ama biri diğerinin farklı bir versiyonu. Emülatörü 2 şekilde kontrol edebiliriz. Bunlardan biri klavye bir diğeri ise joypad. Klavyeden kontrol için klavyeyi söküp içine bazı ayarlamalar yapmak gerekiyor. Ancak 100'den fazla tuşu olan bir aletten bahsediyoruz burada. Elinizde havya (lehim aleti) birsürü kablo ile uğraşırken, işerin kontrolden çıkması çok kolay olabilir. İşte bu yüzden J-Pac adında bir devre kartı geliştirilmiş. Üstünde giriş pinleri var ve direkt olarak butonları buralara bağlayabiliyorsunuz.

Tabii bu parçayı yurtdışından getirmeniz gerekiyor. Fiyatı da kargo masraflarıyla biraz pahalıya maloluyor.

Ben ise diğer yöntem olan joypad hacking yöntemini kullanmaya karar verdim. Piyasada 10-15 tl gibi bir fiyata playstation joypad'i görünümlü joypadler var. Pek kaliteli değiller ama bize içindeki kontrol devresi gerektiği için bu bir sorun teşkil etmiyor.
İşe başlamadan önce gerekli olan malzemeleri yazayım.
  • İnce uçlu havya
  • Lehim teli
  • Sıcak silikon tabancası
  • Bolca ince kablo
  • multimetre ( şu elektrik ölçmede kullanılan hesap makinasına benzeyen alet )
  • Pense, kargaburun, yankeski, maket bıçağı
Şimdi joypadin vidalarını söküyoruz. Ve devre kartını ortaya çıkarıyoruz. Eğer joypadin dualshock özelliği varsa, kartı açtığımızda alt tarafta iki adet motor olduğunu göreceksiniz, bunları kesebilirsiniz. Ayrıca analog joysticklerin şapkalarını da çıkarırsanız daha rahat bir çalışma alanınız olur. Şöyle birşey olacak önünüzde;
Sarı ile işaretlediğim yerlere dikkat edin. Burada bir yuvarlak yüzey var ve bunlar 2'ye bölünmüş. İşaretli olmayan diğer yarısı topraklamayı sağlıyor ve bunların hepsi birbirine bağlı. Böylece lehimleme işi yarıya iniyor. Sadece işaretli olan yerlere lehimleme yapıp bir tane topraklama için lehimleme yapmamız yeterli. Yani 4 tane d-pad için, 4 tane sağ tuş takımı, 4 tane öndeki tuşlar için, 1 tane de topraklama için. Toplamda 13 tane, 24 değil. Yuppi. Bu arada lehimleme yapacağınız alan siyah iletken bir madde ile kaplı. Sivri uçlu birşeyle yavaşça kazırsanız alttaki bakır yüzeye ulaşabilirsiniz. Ama çok bastırmamak lazım, çünkü bakır yüzeyi de yerinden çözebiliriz.
Sol tarafı lehimledim. Şu şekilde gözüküyor;

Burada dikkat etmek gereken şey, kesinlikle lehimin, yuvarlağın diğer tarafına kaçmaması. Bir de daha düzgün durması için mavi ile işaretli olan yerlerdeki deliklerden geçirdim kabloları. Size de böyle yapmanızı tavsiye ederim. Ayrıca kırmızı ile işarekleriğim yerlerle lehim yapacağım yerler birbirine bağlantılı. Bu kısımlardan lehimleme işlemini doğru yapıp yapmadığımızı multimetre ile kontrol edebiliyoruz.

Son olarakta lehimlediğim yerleri ve devrenin altında kalan yerleri sıcak silikon ile silikonladım. Bölyece daha sağlam oldu. Bu arada ön kontrol devresinde bir tane lehimlenmiş yüzey görünüyor. Oraya bir tane daha kablo bağladım daha sonra. Boş olmasına aldırmayın.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

%50

Olasılıklar üzerine konuşuyorduk arkadaşlarla. Enteresan konu. Şöyle bir düşünceye sahibim.
Örneğin; bir piyango bileti aldık. 6 haneli bir sayı var bilette. Ve en son biletin numarası 999999. Bu duruma göre, en genel bilgilerime dayanarak büyük ikramiyenin bize çıkma olasıllığı 1/999999 oluyor değil mi ?
Olmuyor işte.
İstatistik bilimi dünyanın en büyük kandırmacasıdır. Çok mekaniktir ve kuantum teoremine taban tabana zıttır.
Açıklayayım.
Bikere insan oğlu geleceği bilme yetisine sahip değildir. Ama rahat durmaz kaşınır ve geçmiş verilere, tecrübelere dayanarak bir hesaplama yapar ve buna olasılık der. Ama içinde bulunduğumuz ça olasılıkların çok ötesindedir. Kontrol meraklısı olan kişi bütün olasılıkları hesapladığını düşünür ve bunu matematiksel olarak bir alanda sınırlar.
Şöyle bir hikaye vardır.
Zamanın birinde, birbirlerini seven iki kral varmış. Birgün ters düşmüşler ve savaş kararı almışlar. Ama senelerdir dost olduklarından kan dökmeden aralarındaki husumeti çözmeye karar verirler. Zar atacaklardır.
Birinci kral zarı atar 6 gelir.
- Hadi bakalım görelim seni, der birinci kral ve ekler, 6 atma ihtimalin 6 'da bir. at da görelim.
İkinci kral zarı atar ve 6 gelir.
Tekrar zar atarlar.
Birinci kral zarı atar ve tekrar 6 gelir.
- Hah yine altı geldi, der birinci kral. Artık üst üste iki kez 6 atma ihtimalin 36 da 1, der.
İkinci kral zarı atar ve 6 gelir.
Tekrar zar atarlar.
Birinci kral yine 6 atar.
- Tamam, der. Üst üste üç kez 6 atma ihtimalin 216 'da 1.
İkinci kral zarı atar. Zar ikiye bölünür ve bir tarafı 6, diğer tarafı 1 olarak masanın üzerine düşer.

Karışık oldu belki, ama ifade etmeye çalıştığım şey, eğer ortada istatistiksel bir durum var ise, bu insanın etrafını kontrol etme çabasının bir sonucudur ve zavallı bir durumdur. Kişi geleceği bilemeyeceği için, en iyi ihtimal ile bir durumun gerçekleşme olasılığını %50 olarak öngörebilir.